Kadınlar

Bilincinde olmasak da, geçmişin düşünce ürünleri günümüzü ve geleceğimizi belirler, bu nedenle geçmişimizi tanımamız gerekir, ancak tanıdıktan sonra anlayabilir ve savunabiliriz.
Biz kimiz?... Bu sorunun cevabının verebilmek için öncelikle ‘Osmanlı kimdi?’ sorusunu cevaplandırmamız gerekir ve bunu yapmanın en güvenilir yolu, Osmanlıların üretmiş olduğu düşünce ürünlerini okumak ve incelemektir. Fakat bu ürünlere ulaşabilmek çok da kolay değildir; çünkü çoğu yazmadır ve birkaç yazma kütüphanesinin tozlu raflarına sıkışıp kalmıştır; basma olanlar ise ancak birkaç büyük kütüphanede bulunabilir; ayrıca bu kitaplar ister yazma halinde isterse basma halinde olsun, Arap alfabesi ile yazılmıştır ve dili çok ‘eski’dir; bu konuda kendisini yetiştirmemiş veya yetiştirme olanağını ele geçirememiş insanlar tarafından okunup anlaşılmaları oldukça güçtür; bu nedenle birilerinin, atalarımızdan yadigar kalan bilim ve felsefe eserlerinin okumak isteyenlere yardımcı olması ve bu eserleri günümüz Türkçe'sine aktarması gerekir; aksi takdirde geçmişten yararlanmak mümkün değildir.
Yayınevimiz, "Osmanlı Klasikleri" dizisinde yayınlayacağı kitaplarla, tarihin karanlık dehlizlerinde unutulmuş olan Osmanlı düşünürlerinin ve yazarlarının eserlerini gün ışığına kavuşturmayı ve Osmanlı düşüncesinin boyutlarını sergilemeyi hedeflemektedir.

1789 Fransız Devrimi ile birlikte Avrupa'nın gündemine yeni bir konu daha oturur; kadın hakları. İlk olarak Fransa'da ortaya çıkan kadın hareketleri daha sonraları tüm Avrupa'ya yayılır ve çeşitli ülkelerde, özellikle Fransa'da kadınlar lehinde bazı yasal değişikliklere gidilmesi, kadınlara o güne kadar yoksun bulundukları hakların verilmesi, kadın ve erkek arasındaki eşitsizliğin ortadan kaldırılması, kadınlara oy hakkı tanınması gibi girişimler günümüze kadar taşınan bir mücadelenin amaçlarıdır. Bu mücadele kendisini feminizm hareketi içerisinde daha programlı ve sistemli bir şekilde ifade etmiştir.

Kadın hareketleri Avrupa'da kendisini gösterdikten bir süre sonra Osmanlı İmparatorluğu içerisinde de taraftar bulmuş ve bu alanda çeşitli girişimler meydana gelmiştir. Özellikle Meşrutiyet yıllarında ve sonrasında kadın hareketlerinde önemli bir atılım yaşandığı göze çarpmaktadır; yayınlanan çeşitli kitap, gazete ve dergilerde Osmanlı kadınının yaşadığı zorluklar ve uğradığı haksızlıklar dile getirilmeye çalışılmıştır. Bu dönemde yayımlanan en önemli dergiler Müdafa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti tarafından çıkarılan Kadınlar Dünyası, ayrıca İnsaniyet, Mehasin, Demet ve Kadın isimli dergilerdir. Bunun yanında Baha Tevfik'in Fransız yazar Odette Lacquerre'de çevirdiği ve İslamiyet ve Feminizm adlı bir girişle yayımladığı Feminizm isimli kitap o dönem Osmanlı toplumunda kadın konusuna duyulan ilginin göstergeleridir.

XIX. yüzyılın önemli yazarlarından olan, Türk dili ve edebiyatına büyük katkılarda bulunan Şemseddin Sami (1850-1904) de 1879 yılında yayımladığı Kadınlar isimli risalesiyle dönemin kadınlar konusundaki tartışmalarına yeni bir boyut kazandırmıştır. Uzun yıllar, diğer bir çok eser gibi, kütüphanelerin Osmanlıca basma eserler bölümlerinde tozlanmaya bırakılan bu eseri sadeleştirerek günümüz Türkçesine kazandırmak ve kadın hareketlerinin günümüzde yeni bir ivme kazandığı da göz önünde bulundurulursa, bu tartışmalara bir katkıda bulunmak en büyük amacımızdır. Şemseddin Sami bu risalesinde kendi sözleriyle "...genelde kadınların, özelde ise bizim kadınların, yani Müslüman kadınların durumu"nu ortaya koymuş ve Müslüman kadınların Avrupa kadınlarına oranla toplum içerisinde daha dezavantajlı bir durumda olduklarını vurgulayarak, bu durumdan kurtulmanın en önemli yolunun kadınların eğitilmesi, çalışmalarına izin verilmesi, gasbedilen haklarının kendilerine verilmesi ve toplumda layık oldukları konuma getirilmeleri konusunda görüş ve izlenimlerini aktarmıştır; ayrıca toplumun temel taşının aile olduğunu vurgulamış ve aileleri de esasen kadınların oluşturduğunu ifade etmiştir. Bu görüşlerden yola çıkan Şemseddin Sami, Doğu toplumlarının geri kalmışlıklarını eğitime, özellikle kadınların eğitimine öncelik tanımamalarına bağlamaktadır; yazarımıza göre bir toplumun -dolayısıyla Müslüman milletlerin- ilerlemesi ve uygarlaşması kadınların eğitimiyle sağlanabilir, zira kadınlar gelecek nesillerin yazgısını da ellerinde bulundururlar.

Bunun yanında risalede değinilen bir diğer konu ise, Avrupalılar'ın İslam ülkelerinde kadınların durumunun kötülüğünü, doğrudan doğruya İslam dinine yüklemelerinin yanlışlığının ortaya konmasıdır. Özellikle çokeşlilik, örtünme, boşama ve esaret gibi konularda İslam dinine yöneltilen suçlamaların yanlış bilgilenmeden kaynaklandığını vurgulayan yazar, İslam ülkelerinde gözlemlenen bu özelliklerin dinden kaynaklanmayıp tarihin eski dönemlerinden beri Müslüman milletlerin sahip bulundukları örf ve adetlerden kaynaklandığını ispat etmeye çalışmaktadır. Yazarın eserin sonunda okuyucuyu ihtar ederek örtünme konusundaki görüşlerini tam olarak ifade edemediğini açıklaması bu gibi meselelerin yüzyıl sonunda ne kadar tartışılabilir olduğu hakkında bir fikir vermektedir.

İsmail Doğan

Hazırlayan: İsmail Doğan
Dizisi: Osmanlı Klasikleri
Türü: Fikir Dizisi
Cilt Bilgisi: Amerikan cilt
Kağıt Bilgisi: Enzo Cremy
Basım Tarihi: Şubat 1996
Sayfa Sayısı: 84
Kitap Boyutları: 13 x 19 cm
ISBN No: 978-975-520-134-4
Barkod No: 9789755201344
Etiket Fiyatı: 21.- TL
e-kitap Fiyatı: 9.- TL


Yorum Gönder

0 Yorumlar

Yukarı Çık!