Medeniyyet-i İslâmiyye

Osmanlı tarihçileri, dinî ve siyasî tarihe yönelerek İslâm medeniyeti tarihini ihmal etmişler ve bir anlamda kendi medeniyetlerinin tanıtımını Avrupalı araştırmacılara bırakmışlardır. Yazmış olduğu sözcüklerle ve ansiklopedilerle Türk kültür hayatına büyük hizmetlerde bulunan Şemseddin Sâmî, bu çarpıklığın farkına vararak tarihçilerimizin gözlerini açacak bir medeniyet tarihi hazırlamaya girişir ve Medeniyyet-i İslâmiyye ortaya çıkar.

Medeniyyet-i İslâmiyye bütün eksiklerine ve kusurlarına rağmen, İslâm medeniyetini felsefesiyle, bilim ve teknolojisiyle ve sanatıyla tanıtmaya çalışan çok geniş çerçeveli bir eserdir ve maksadı Müslümanların bir zamanlar mükemmel bir medeniyet yarattıklarını göstermektedir, tarafsızdır ve bu tarafsızlık eserin güvenirliliğini arttırmaktadır.

Şemseddin Sâmî'nin engin bilgisiyle İslâm medeniyetini tanımak isteyenlerin ilgisine sunulur...


Türk medeniyet tarihinin önemli simalarından Şemseddin Sâmî Bey (1850-1904), Yanya'ya bağlı Fraşer'de doğmuş ve 54 yaşındayken İstanbul'da ölmüştür. İlk öğrenimini Fraşer'de tamamladıktan sonra, Yanya'daki bir Rum mektebine girmiş ve ilerde hazırlayacağı sözlüklerde yararlanacağı dillerden Rumca'yı, eski Yunanca'yı, Fransızca'yı ve İtalyanca'yı burada öğrenmiştir. Arapça ve Farsça gibi İslam dillerini ise Yanya medreselerinin meşhur müderrislerinden okuyan yazarımız, eğitimini tamamladıktan kısa bir süre sonra, 1872'de İstanbul'a gelmiş ve kardeşi Naîm Bey ile birlikte matbuat kalemine girerek yazı hayatına adım atmıştır. Buradayken bir taraftan çeşitli gazetelerde ve dergilerde yazarlık ve çevirmenlik yapmış ve diğer taraftan kitaplar yayınlamıştır.

1880'de Abdülhamid'in isteği üzerine Saray'a alınarak Mâbeyn'de kurulan Askerî Teftiş Komisyonu katipliğine getirilmiştir. Ömrünün sonuna kadar bu görevde kalan yazarımız, büyük ve önemli eserlerini buraya girdikten sonra vermeye başlamıştır. Fransızca'dan Türkçe'ye Kamûs-ı Fransevî'nin (1882/1883) ardından Türkçe'den Fransızca'ya Kamûs-ı Fransevî'yi (1885), daha sonra altı ciltlik büyük bir tarih ve coğrafya ansiklopedisi olan Kamûsü'l-'Alâm'ı (1888-1899), Kamûs-ı Arabî'yi (1896) ve bugün de araştırmacılar tarafından kullanılan meşhur eseri Kamûs-ı Türkî'yi (1899-1901) birbiri ardı sıra yayınlayarak dilcilik ve sözlükçülük alanında yeni bir çığır açmıştır.

Şemseddin Sâmî Bey, 1879'da Tercümân-ı şark gazetesinin sahibi Mihran Efendi ile Cep Kütüphanesi adını verdikleri bir yayın dizisi kurmuş ve bu dizide Osmanlıların iyi tanımadıkları dilbilim, mitoloji, antropoloji, jeoloji gibi alanları güzel bir biçimde tanıtan kitaplar yayınlamıştır. İslam Medeniyeti adıyla sadeleştirdiğimiz Medeniyyet-i İslamiyye de bu diziden çıkmıştır ve Osmanlılar tarafından yazılmış ilk medeniyet tarihlerinden birisidir. Ağdalı olmayan bir Türkçe ile yazılan bu küçük kitaplar, Batı medeniyetinin tanıtılması açısından çok yararlı hizmetlerde bulunmuştur. Ebuzziyâ Tevfik (1849-1913), Beşir Fuad (1852-1887) ve Ahmed Râsim (1865-1932) gibi yazarların da katıldıkları bu dizide (1879-1886) çıkan toplam 32 cildin 11 eserlik 15 cildini Şemseddin Sâmî Bey yazmıştır. Bu küçük eserler şunlardır: Medeniyet-i İslamiyye (1879), Esâtir (1879), Kadınlar (1879), Gök (1879), yer (1879), insan (1879), Emsâl (4 kitap, 1879/1880), Letâif (2 kitap, 1883), Yine İnsan (1886), Lisân (1886), Usûl-i Tenkid ve Tertib (1886).

Şemseddin Sâmî Bey, 1879'da ve 1885'de iki kez basılan Medeniyyet-i İslamiyye adlı bu küçük eserinde (14.5 cm x 9 cm ve 126 sayfa), astronomi, matematiksel bilimler, coğrafya, doğa bilimleri, tıp, felsefe, kanun, edebiyat, tarih, sanayi ve mamuriyet başlıkları altında Ortaçağ İslam Medeniyetini ana hatlarıyla tanıtarak Müslümanların dünya medeniyetine yapmış oldukları hizmetleri göstermeyi amaçlamaktadır; amacı ne olursa olsun, siyasî ve askerî tarih anlatımının güçlü olduğu böyle bir toplumda Şemseddin Sâmî Bey'in yerleşmiş gelenekleri aşarak bir medeniyet tarihi yazmaya yönelmiş olması ve medeniyet tarihini diğer insanî etkinliklerin tarihinden önce bilim tarihine dayandırmış olması Türk tarihçiliği açısından büyük bir adım olarak görülmelidir. Ancak eserde belki de ilk olmanın verdiği bazı eksiklikler de yok değildir; mesela bazı yerlerde Medeniyyet-i İslamiyye bir isimler ve eserler listesini andırmakta ve isimlerin kişilikleri ile eserlerin içerikleri hakkında herhangi bir bilgiye veya değerlendirmeye rastlanmamaktadır; ayrıca Şemseddin Sâmî Bey, yararlanmış olduğu kaynakları da bildirmemiştir. Bütün bunlara rağmen eserin içeriğinin zenginliği okuyucuyu şaşırtacaktır. 

Sadeleştirme esnasında, günümüzde anlaşılmayan kelime ve terkipler bugün kullandıklarımızla değiştirilmiş, bazı eski söyleyiş biçimlerinin yerine yenileri konulmuş, uzun cümleler anlamayı kolaylaştıracak biçimde parçalara bölünmüş ve bazı yerlerdeki bozuk anlatımlar düzeltilmiştir. Sadeleştirme yapılırken aşırılıktan kaçılmış ve eski anlatım biçiminin güzellikleri yer yer sergilenmeye çalışılmıştır.

Hazırlayan: Remzi Demir 

Dizisi: Osmanlı Klasikleri

Türü: Fikir Dizisi

Cilt Bilgisi: Amerikan cilt

Kağıt Bilgisi: Enzo Cremy

Basım Tarihi: Şubat 1996

Sayfa Sayısı: 106

Kitap Boyutları: 13 x 19 cm

ISBN No: 978-975-520-133-7

Barkod No: 9789755201337

Etiket Fiyatı: 21.- TL

e-kitap Fiyatı: 9.- TL

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Yukarı Çık!