Takvîmü'l-Edvâr (Takvimler)

Meşhur Osmanlı tarihçilerinden ve hukukçularından Ahmed Cevdet Paşa, Takvîmü'l-Edvâr'da Osmanlı mâliyesindeki bazı aksaklıkların giderilebilmesi için Celâli Takvimi'ne dayanan yeni bir İslâmi takvim teklifinde bulunur. Titiz bir tarihî araştırmanın mahsulü olan bu eserde Kaldelilerden itibaren muhtelif medeniyetlerde kullanılan takvimler ayrıntılı bir biçimde tanıtılmış, hatalarına ve sevaplarına dikkat çekilmiştir; bu nedenle astronomi tarihçileri ve takvim tarihçileri için de yararlı bilgiler içermektedir.

Tarih meraklılarının, bilim tarihçilerinin, maliyecilerin ve Ahmed Cevdet Paşa hayranlarının ilgisine sunulur...

Ahmed Cevdet Paşa Takvîmü'l-Edvâr adlı bu eserinde kendi zamanına kadar kullanılagelmiş olan takvimlerin genel prensiplerini verir ve bu genel prensipler çerçevesinde, Başmüneccim Tahir Efendi'nin teklif ettiği takvimi, başlangıcı Sonbahar ılımı olmak kaydıyla, yeniden önerir. Eser bir takvim teklifi maksadı ile kaleme alınmıştır. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, Ahmed Cevdet Paşa'nın bu takvimi teklif etmesinin sebebi, Osmanlı vergi sisteminde kullanılan takvimin, Osmanlı maliyesini ve dolayısıyla hazinesini sıkıntıya sokmuş olmasıdır. Bilimin gelişmesinde günlük ihtiyaçların ne kadar belirleyici olduğunu Osmanlı maliyesinde yaşanan bu mesele gayet güzel bir şekilde açığa koymaktadır. Yeni takvim ihtiyacını doğuran şey maliyede karşılaşılan bu güçlükten kaynaklanmaktadır.

Eserin diğer önemli bir özelliği daha vardır ki bunu Ahmed Cevdet Paşa şu sözlerle dile getirir: 

"Fransa'da müsta'mel olan mizan, mikyal ve mikyasların Memâlik-i Osmâniyye'de dahi istimali mukaddema Âli Paşa zamanında Şuray-i Devlet'ce müzâkere olunduğu sırada yapılacak ölçülere ne türlü târih konulmak meselesi mevzû'-ı bahs olarak sene-i şemsiyye itibârı müreccah görülmüş ise de bizim maliyece isti'mâl ettiğimiz sene-i şemsiyye sene-i hicrîyye-i kameniyeye mensub olduğundan daima tefâvüt üzere olup tarih-i hicriyi terk etmek dahi caiz olamayacağından mebnî bir karar verilmemiş ve bu bâbda re'y ü mutâla'a-i fakir dahi suâl olunmuş idi. Binâenaleyh bir sene-i şemsiyye-i hicriyye ittihâzının münâsib olacağına dâir lisânımızda zebân-zed olan ta'birât ile herkesin anlayacağı surette bir risale yazıp Takvîmü'l Edvâr tesmiye ettim ve lisân-i Türkî ilim lisânı olamaz diyenlere lisânımızın her şey'e kabil olduğunu ve bu lisân ile her fenden güzel eserler yazılabileceğini tasdik ettirdim." 

Ahmed Cevdet Paşa'nın kendi sözlerinden de anlaşıldığı üzere Takvîmü'l-Edvâr'ın yazılmasının iki maksadı vardır: (1) Devletin vergi toplarken kullandığı ve gerçekte iyi işlemeyen bir takvim yerine çok daha iyi işleyen bir takvim önermek; (2) Türkçenin bilim dili olabileceğini ispatlamak.

Bilim Tarihi Açısından Önemi

Ahmed Cevdet Paşa'nın ifadelerinden de anlaşıldığı üzere eser birkaç yönden önem taşımaktadır. Takvîmü'l-Edvâr bizde takvim işinin düzenlenmesi konusunu ilk defa tartışan bir eser olması bakımından önemlidir. Ayrıca eserin Türkçe kaleme alınmış olması da önemini bir kat daha arttırmaktadır. Ahmed Cevdet Paşa'nın önerdiği takvim Celâlî takviminden başka bir şey değildir. Kendisi de zaten bunu belirtmektedir. Onun Celâlî takvimini kabul etmesinin başlıca nedeni bu takvimin şimdiye kadar yapılan takvimler içerisinde en dakik takvim olmasıdır. Ancak Ahmed Cevdet Paşa'nın teklif ettiği takvimin başlangıcı Celâlî takviminde olduğu gibi ilkbahar ılımı değil, son bahar ılımıdır. Takvim başlangıcı olarak sonbahar ılımının seçilmesinin nedeni ise, Hz. Muhammed'in hicretinin "nadir bir tesadüf eseri" olarak sonbahar ılım gününe rastlamış olmasıdır ye bu nedenle, Ahmed Cevdet Paşa'ya göre başka bir başlangıç kabul etmek uygun değildir.

Eserin önemli olan diğer bir yönü de Türkçe kaleme alınmış bir bilim kitabı olmasıdır. Ahmed Cevdet Paşa'nın Türkçenin bilim dili haline gelmesine büyük önem verdiği ve bunu gerçekleştirmeye çalıştığı görülmektedir. Ona göre Osmanlı lisanının aslı Türkçedir. Fakat Farsça ve Arapça'dan pek çok kelime alındığı için üç dilden oluşan bir dil haline gelmiştir. Osmanlıca sadeleştirilmeli, eserler açık bir dille yazılmalı, yeni terimler bulunmalıdır. Bu nedenle de Ahmed Cevdet Faşa Tarih'ini açık ve sade bir dille yazmış ve Türklerin bilimsel nitelikteki ilk gramer kitabı olan Kavâid-i Osmaniye'yi, kaleme almış, Türkçe'de yer almayan bazı terimlere Türkçe karşılıklar bulmaya çalışmıştır. Bütün bunların sonucu olarak, her alanda Türkçe eserler yazılabileceğini herkese kabul ettirmek için Takvîmü'l-Edvâr'ı hazırlamıştır. 

Bütün bunların yanında, eserin bilim tarihçiliğimiz açısından da önemi büyüktür. Ahmed Cevdet Paşa yeni bir takvim teklifinde bulunurken daha önce tertip edilmiş olan takvimleri ayrıntılı bir şekilde tanıtarak teklif ettiği takvim için yapmış olduğu tercihleri tarihi malumat ile temellendirme yoluna gitmiştir. Eser bu yönü ile takvimler tarihine geniş yer verdiği için bir astronomi tarihi incelemesi olarak değerlendirilebilir.

Hazırlayan: Remzi Demir / Yavuz Unat
Dizisi: Osmanlı Klasikleri
Türü: Fikir Dizisi
Cilt Bilgisi: Amerikan cilt
Kağıt Bilgisi: Enzo Cremy
Basım Tarihi: Mayıs 1996
Sayfa Sayısı: 88
Kitap Boyutları: 12,5 x 17,5 cm
ISBN No: 978-975-520-132-0
Barkod No: 9789755201320

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Yukarı Çık!